Scroll down for English...
[TR] GIT KEŞFET Süreyya Operası (Kadıköy-Bahariye Caddesi) Buluşması
***Etkinlik saatinde buluşma yerinde gösteri düzenleneceği için etkinlik yeri değiştirilmiştir***
İstanbul’un tarihi mekanlarında yaptığımız ve her seferinde yeni bir mekanı-yapıyı keşfettiğimiz GIT KEŞFET etkinliğimize amacı Geocaching hakkında bilgi almak-sohbet etmek ve/veya tecrübelerini paylaşmak isteyen herkesi bekleriz.
Etkinliğimiz saat 18:00'da Rucio kafede başlayacak ve 2 saat sürecektir. Birlikte fotoğraflar çektirip, trackableları paylaşacağız. Etkinlikte Süreyya Operası hakkında bilgilerin sorulacağı ödüllü bir geoquiz yapılacaktır. Etkinliğe gelmeden etkinlik sayfasında yazılanları dikkatle okumanızı ve mümkünse etkinlik öncesinde Opera Binası ve etrafını incelemenizi tavsiye ederiz. İsteyenler civarda bolca bulunan kutuları aramaya devam edebilirler.
Koordinatlar: Rucio Kafe (N 40° 59.730, E 029° 01.695)
Adres: Rasimpaşa, Duatepe Sk. No:10, 34716 Kadıköy/İstanbul
Tarih/Saat: 25.02.2017/ 18:00-20:00 Arası
Süreyya Operasına en azından Sanal Tur ile göz atmanızı tavsiye ederim. Sanal tur için buraya tıklayın...
Süreyya Paşa
İstanbul’un tek opera salonu olan Süreyya Operası’ndan Yoğurtçu Parkı’na; Moda’yı sahile bağlayan merdivenlerinden Üsküdar-Kadıköy tramvaylarına; Süreyyapaşa Plajı’ndan hastanesine kadar Anadolu yakasının birçok noktasında imzası bulunur Süreyya Paşa’nın.
Süreyya Paşa; Abdülhamid’in 17 yıl seraskeri (Günümüzde Genel Kurmay Başkanlığına denk gelen makam) olan babası Rıza Paşa’nın görev yeri olan Karadağ’da (Podgorica), 1874 yılında doğar. Asker, siyasetçi ve iş adamıdır. İlkokuldan sonra girdiği askeriyeden Harp Akademisi 'ni bitirdikten sonra kurmay subay olarak mezun olur. Uzun süre Genelkurmay 'da çalışmıştır. Genç yaşta general olup, 2. Meşrutiyet 'in ilanından sonra askerlik konusunda yayınlar yapmıştır. Orduda havacılığa yer verilmesinde emeği geçmiştir. Tümen komutanı iken askerlikten ayrılarak; İstanbul'da ticari faaliyetler yapmıştır. (Aileden varlıklıdır) Çeşitli sportif ve hayır içeren projelere imza atmıştır. Türkiye ’nin ilk özel, devlet yardımı almadan kurulan Süreyya Paşa Mensucat Fabrikası’nı da 1914’te kurmuştur. Süreyya Paşa Soyadı Kanunu’nun çıkmasıyla İlmen soyadını almıştır.
Süreyya İlmen
Süreyya İlmen hayırseverlik ve bizzat kendisinin finanse ettiği sosyal hizmetlerle dolu bir yaşam geçirdi. Erken Cumhuriyet yıllarında İstanbul ve özellikle Kadıköy, Üsküdar civarına katkıda bulunarak birçok konuda öncülük etti. Süreyya Paşa (İlmen), Kadıköy ve Üsküdar’ın gelişmesi için masrafların bir kısmını bizzat kendisi üstlenerek, elektrik, kanalizasyon, halkın temiz su içmesi ve böylece tifodan korunmasını sağlamak için Kayışdağı suyunun Kadıköy’e getirilmesi gibi birçok işe öncülük etti. Halen Kadıköy’de ‘Yoğurtçu Parkı’ adıyla bilinen dere kenarının ıslahıyla yeşil alanın oluşturulması, Süreyya operası, Maltepe sahilinde bulunan Süreyya Plajı’nı yaptırdı. Ayrıca Kadıköy Hilaliahmer (Kızılay) Cemiyeti, Şark Musiki Cemiyeti, Maltepe Maarif Encümeni, Üsküdar İdman Kulübü ve Sivil Havacılık Kulübü başkanlıklarında bulundu. Ticaret ve Sanayi Odaları, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu ve CHP Üsküdar İlçe Başkanlığı, İstanbul Milletvekilliği (1927–1930) ve şehir meclis üyeliği gibi görevler yaptı. Süreyya Paşa, Maltepe’deki 1800 dönümlük Narlıdere Çiftliği’ni 1952’de Türk işçisinin sağlığını korumak amacı ile işçi sigortaları (SSK) kurumuna (Böylece 1951 yılında Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesi açılmıştır) , Süreyya Operası’nı Darüşşafaka Cemiyeti’ne, Süreyya Plajı’nı ise Maltepe Belediyesi’ne bağışlayarak, 6 Şubat 1955’te Kadıköy Moda’da bulunan evinde vefat etti.
Süreyya Plajı
Süreyya Operası
Süreyya Paşa “Viyana'da bir opera seyrettim. Hayran kaldım. Keşke bizde de böyle salonlar olsa, böyle oyunlar oynansa diye düşünüp bu binayı yaptırdım.’’ demiştir.
Süreyya Operası İstanbulun tek opera sahnesidir. İçi ve dış cephesi gayet şık ve sanat eserleriyle süslenmiştir. 11 soyunma odası, 2 adet gardrop ve ütü alanı, 1 makyaj odası, 2 enstrüman deposu, 2 aksesuar-dekor odası, prova alanı, kafeterya, 3 personel odası, 570 kişilik opera salonu ve bale salonundan oluşmaktadır. 2007 yılında biten restorasyon sonrası bugünkü halini almıştır.
Süreyya Operası
6 Mart 1927’de açılan, 7 Mart 1947’de 20 yılı geride bırakıp 21. yaşını kutlayan Süreyya Operası’nın şerefine bir takvim bastırır. “Kadıköylülerimize Bir Şükran Hatırası: 1947 SÜREYYA TAKVİMİ” adlı kitapçıkta, Süreyya İlmen, bu opera binasını nasıl açtığını şöyle anlatıyor:
“1923 senesinde ben ne yapıp yapıp derin bir hamiyet hissiyle memleketimizde eşi olmayan Süreyya operasını inşaya başladım. Maksadım para kazanmak olsaydı hiç şüphesiz ki aynı masrafla (yalnız arsa fiyatı farkı hariç olmak üzere) bu abideyi Beyoğlu’nda pek güzel inşa edebilirdim. Ben aynı zamanda Kadıköylülerimizin opera ve tiyatro ihtiyaçlarını temin etmekle beraber Kadıköy’ümüze bir şeref vermeyi de düşünmüş, konser, konferans, dans, balo, çay, nişan, düğün merasimi gibi içtimai ve medeni birçok ihtiyacımızı da nazarı itibare alarak büyük bir salonun da operamıza ilavesine karar vermiş ve planlarını hazırlamıştım. İnşaat üç sene sürdü. Cephesi ve içerisi heykellerle süslendi, parter tavanın ortasına bir daire içinde “Tiyatro mektebi edebdir. Musiki ruhun gıdasıdır.” Ve dört köşesine de “geliniz, görünüz, anlayınız, ibret alınız” yazdırttım. Nihayet 1927 senesi Mart’ının altıncı günü Şehremini Sayın Muhiddin beyefendinin nutuklarıyla resmi açılışı icra edildi. Sahnesi 1933 senesinde yapıldı. Türkiye’nin en büyük sahnesidir.”
Nazım Hikmet ve Süreyya Paşa
Süreyya Operası’nın ilk müdürü Nâzım Hikmet’in babası Hikmet Bey’di. 1918'de Hamburg Konsolosuyken emekli olan Hikmet Bey, bir süre çeşitli gazetelerde çalıştıktan sonra Süreyya Paşa'nın Bahariye Caddesi'nde inşa ettirdiği Süreyya Operası'nda yöneticilik yaptı.
Nazım Hikmet’in “Romantik Komünist” adlı son biyografisinde yazarlar Şaime Höksu ve Edward Timms şunları anlatıyor:
''Hikmet Bey, 1932’de bir köpek tarafından ısırılıp kuduz aşısı yaptırmıştı. Ama birkaç gün önce bir yaralanma dolayısıyla tetanoz aşısı da yaptırdığından iki aşının uyuşmaması nedeniyle ağır hastalandı ve kısa bir süre sonra öldü. Hastayken, Süreyya Paşa (İlmen) evlerine gelerek operanın hesaplarıyla ilgili olarak kendisiyle konuştu. Hikmet Bey birkaç gün sonra ölünce, Nâzım Hikmet çok üzüldü ve öfkeyle “Hiciv Vadisinde Bir Tecrübei Kalemiye” başlıklı şiiri yazdı. Bu şiirinde ölümünden sorumlu tuttuğu babasının patronu Süreyya Paşa'ya hakaret ettiği gerekçesiyle hakkında dava açıldı. Bir yıl hapis, 200 lira para cezasına çarptırdı. Şiirinin bir bölümünde şöyle diyordu Nâzım Hikmet:
''...Benim de babam öldü.
Ve dünyaya yummadan evvel
ışıklı çocuk gözlerini
siz onun yanındaydınız.
Son beş papelin hesabını vermeden ölmesin, diye
kalbinin atışını saydınız.
Tutmuyordu babamın öpülesi elleri...''
Nazım Hikmet - 1933
==========================================================================
==========================================================================
==========================================================================
[ENG] GIT KEŞFET by The Sureyya Opera House
***Due to demonstrations at meeting place event location changed.***
We have these GIT KEŞFET events at various historical places of İstanbul and we discover different places each time. We are expecting everyone who wants to be informed about Geocaching, chat or share their experiences with us.
Our event will start at 18:00 in Rucio Cafe (N 40° 59.730, E 029° 01.695) A prize-winning geo quiz will be held to ask questions about the Sureyya Opera. (In Turkish) We advise you to read the event page carefully before coming to the event and if possible, examine the building before the event.
Coordinates: Rucio Cafe (N 40° 59.730, E 029° 01.695)
Adress: Rasimpaşa, Duatepe Sk. No:10, 34716 Kadıköy/İstanbul
Date/Time: 25.02.2017/ Between 18:00-20:00
For 3D tour in Sureyya Opera Hall click here...
Süreyya Pasha
Süreyya Pasha; was born in 1874 in Karadağ (Podgorica), where his father Rıza Pasha served for 17 years as seraskian (now the chief of the General Staff) of Abdülhamid. He is a soldier, a politician and a businessman. After graduating from primary school, he graduates from military service as a staff officer after finishing Army Academy. He worked in the General Staff for a long time. He was a general at a young age and made publications about military service after the announcement of the 2nd Constitutional Monarchy. Departing from military service when he was Division Commander; he has made commercial activities in Istanbul. (He was wealthy from family) He has been in various sports and charity projects. He established Turkey's first private Süreyya Pasha Textile Factory in 1914 without getting any government aid. Sureyya Pasha had the surname of İlmen with the law of surname.
Süreyya İlmen spent a life full of charity and social services financed by himself. In the early Republican years, he contributed to Istanbul and especially Kadıköy and Üsküdar environments and led many issues. Süreyya Paşa (İlmen) pioneered many works such as electricity, sewage, bringing the Kayışdağı water to Kadıköy in order to provide clean water for the people and thus protection of the typhoid by undertaking some of the expenses for the development of Kadıköy and Üsküdar. He has provided the creation of a green area at the edge of the stream known as 'Yogurtçu Park' in Kadıköy which is currently underway, Süreyya Opera Hall and Süreyya Beach located on Maltepe coast. He was also the chairman of the Kadikoy Hilaliahmer (Red Crescent) Society, Eastern Music Society, Maltepe Maarif Cemetery, Üsküdar Idman Club (Football Club) and Civil Aviation Club. He also worked in Chamber of Commerce and Industry, Turkey Turing and Automobile Authority and CHP Üsküdar District Presidency, Istanbul Deputy Member (1927-1930) and city council member. Sureyya Pasha, donated the Narlidere Farm in Maltepe, in order to protect the health of the Turkish workers in 1952, aimed to protect the health of the Turkish worker (SSK) (thus the Süreyyapaşa Chest Diseases Hospital was opened in 1951). He donated Süreyya Opera to Darüşşafaka Society, and Süreyya Beach to Maltepe Municipality. He died on February 6, 1955 in Kadıköy Moda.
Süreyya Opera House
Süreyya Paşa said "I watched an opera in Vienna. I was amazed. I wished that we had such a hall, such games played so I built this building. ''
Süreyya Opera is the only opera house of Istanbul. The inner and outer pillars are very stylish and adorned with works of art. It consists of 11 dressing rooms, 2 wardrobe and ironing areas, 1 makeup room, 2 instrument store, 2 accessory-decor room, rehearsal area, cafeteria, 3 staff rooms, opera hall for 570 people and ballet hall. After its restoration in 2007, it has become its present state.
A calendar was printed in honor of the Sureyya Opera which was opened in March 6, 1927, and left 20 years behind on March 7, 1947 celebrating the 21st anniversary. In the book entitled "A Remembrance of gratitude to our people in Kadıköy: 1947 SUREYYA CALENDAR", Süreyya İlmen explains how he opened this opera house as follows:
"In 1923, I started to build Süreyya Opera House, which has no equals in our country. If my intention was to earn money, I would certainly build this abbey in Beyoğlu with the same cost (except for the price difference of the land alone).
Providing Operatography and theater needs of our people of Kadıköy, I also thought to give honor to our Kadıköy by thinking of a hall which we can have concerts, conferences, dance, ballroom, tea, engagement and wedding ceremonies.
I have decided these and prepared my plans. Construction took three years. The front and inside were adorned with sculptures, a parter was placed in a circle in the middle of the ceiling saying "Music is the food of the soul". And to the four corners, " come, see, understand, testimony " sayings were placed. Finally, on the sixth day of March 1927, the official opening ceremony was held with the speeches of Şehremini Sayın Muhiddin. The scene was made in 1933. It is the biggest scene in Turkey."
Nazım Hikmet and Süreyya Paşa
The first director of Süreyya Opera was Hikmet Bey who is the father of Nâzım Hikmet. Hikmet Bey, who retired from the Hamburg Consul in 1918, worked as a director at the Süreyya Opera which Sureyya Pasha built at Bahariye Street, after working in various newspapers for a while.
In the last biography of Nazım Hikmet, "The Romantic Communist", the authors Şaime Höksu and Edward Timms explain: Hikmet Bey had been bitten by a dog in 1932 and had a rabies vaccination. But a few days ago, he had a tetanus vaccination due to an injury, so he was seriously ill and died shortly after the two vaccines did not match. When he was ill, Süreyya Pasha (İlmen) came to his houses and spoke to him about the opera's calculations. When Hikmet Bey died a few days later, Nâzım Hikmet was very sad and he angrily wrote a poem entitled "Hiciv Vadisinde Bir Tecrübei Kalemiye".
In this poem, a lawsuit was filed against him for insulting Süreyya Pasha, who is his fathers boss, whom he held responsible for his fathers death. He was charged with one year in prison, and 200 liras penalty.
